İstanbul’un Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, hem şehir genelinde paniğe yol açtı hem de olası büyük depreme hazırlıksız yakalanmanın etkilerini bir kez daha gündeme taşıdı. Sarsıntının ardından binlerce vatandaş geceyi evlerinde geçirmek yerine park ve bahçelere akın ederek çadırlarda ya da araçlarında sabahladı.
Depremle Birlikte Talep Arttı, Fiyatlar Uçtu
Vatandaşların acil ihtiyaçlarını karşılamak için yöneldiği e-ticaret platformlarında, deprem çantası ve çadır satışları adeta patlama yaşadı. Ancak bu talep artışının arkasından gelen fiyat artışları, vatandaşları çileden çıkardı. Örneğin:
- Dün 373 TL’ye satılan bir acil durum çantası, bugün 465 TL’ye çıktı.
- 219 TL olan ilk yardım seti, 389,50 TL’ye fırladı.
- 8.711 TL’ye satılan iki odalı çadır, bugün 9.480 TL’ye kadar yükseldi.
Bu rakamlar, fiyat karşılaştırma sitelerine de yansıyarak sosyal medyada geniş yankı uyandırdı.
“Afet Anında Fırsatçılıkla Mücadele Edilmeli”
Afet uzmanları ve tüketici dernekleri, yaşanan bu durumun açıkça “fırsatçılık” olduğunu vurgularken, fiyat artışlarının özellikle kriz anlarında etik dışı ve vicdanlara aykırı olduğunu belirtti. Yetkililer, bu tür ürünlerde denetimlerin artırılması gerektiğini ve vatandaşların fahiş fiyat bildirimlerini Ticaret Bakanlığı'nın Haksız Fiyat Artışı Şikayet Sistemi'ne yapabileceklerini hatırlattı.
“Depremle Değil, Fiyatlarla Sarsılıyoruz”
Deprem korkusuyla çadır ve çanta almaya çalışan vatandaşlar, karşılaştıkları fahiş fiyatlar nedeniyle "Deprem değil, fırsatçılık öldürür" diyerek duruma sert tepki gösterdi. Sosyal medyada binlerce kişi, özellikle afet anlarında toplumun dayanışmaya değil, rantçılığa maruz kaldığını ifade etti.
Uzmanlar, Silivri’deki depremin, olası İstanbul depreminin habercisi olabileceğini belirterek, acil durum hazırlıklarının yalnızca bireysel değil, kurumsal ve yerel yönetim düzeyinde de hızlandırılması gerektiğinin altını çizdi.
KAYNAK: NTV
