CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmralı Süreci ile ilgili kurulan Meclis komisyonunun siyasi hesaplara alet edilmemesi gerektiğini belirtti. Özel, komisyonun dar bir alanda faaliyet göstermesinden rahatsız olduklarını ifade ederek, “Bu komisyon bir partinin siyasi kariyer hesaplarıyla alet edilemez” dedi.
İmralı Süreci ve Barışa Katkı
Komisyonun amacının barışa katkı sağlamak olduğuna dikkat çeken Özel, şehit ailelerini üzmeden, toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak bir süreç izlenmesi gerektiğini söyledi. Özel, yoksullara, gençlere ve eğitime yatırım yapılması gerektiğini vurgulayarak, bu sürecin terörle mücadeleye değil, halkın refahına odaklanması gerektiğini belirtti.
“Gelinen aşamada bazı uyarıları yapmamız gerekiyor. Komisyon faaliyetlerinin dar bir alana sıkıştırılmasından rahatsızız. İlk başta da söyledik. Bu komisyon bir kişinin bir partinin siyasi kariyer hesaplarıyla ve çeşitli al ver hesaplarına alet edilecek bir komisyon değildir.”
“Şehit ailelerini gazileri üzmeden barışı getirmesi gereken, bu ülkenin parasını topa tüfeğe, terörle mücadeleye değil yoksullara, ihtiyaç duyanlara, geleceğine, gençlerine harcaması gereken bir süreçteyiz dedik.”
Kayyum Politikalarına Tepki
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kayyum atamalarına ilişkin açıklamalarını da eleştirdi. Erdoğan’ın kayyum atamalarının artık bir istisna olacağı yönündeki açıklamalarına karşın, şu anda 13 belediyede kayyumların görevde olduğunu belirten Özel, “Kayyumlu atanan 13 belediye orada duruyor, üçü bizim. O zaman kayyum uygulamaları niye devam ediyor?” diyerek iktidarın çelişkili politikalarını gündeme getirdi.
“Geldiğimiz noktada Meclis’te 10 partinin mutabakat ve verdiği kanun teklifi dururken Erdoğan ‘efendim kayyum artık bir istisna olacak, kayyum atanan belediyeler olmayacak’ demişken, komisyon koca bir yazı yemişken, kayyumlu atanan 13 belediye orada duruyor. Üçü bizim, onu DEM'in.”
Kent Uzlaşısı İddianamesi ve Suçlamalar
İstanbul'daki seçimler üzerinden Kürt seçmenin CHP'ye oy verme stratejisi de tartışma konusu oldu. Özel, Kent Uzlaşısı iddianamesine tepki göstererek, CHP’nin batıdaki seçimlerde kazanan olabilmesi için Kürt adayların desteklendiğini ve bunun suçlanmaması gerektiğini ifade etti. “Kent Uzlaşısı suçlaması” ifadesinin demokratik bir süreç olduğunu belirten Özel, “Kürtler CHP'nin listesinden aday gösterilip CHP'ye oy verdi. Bunun suçlanması kabul edilemez” dedi.
"Maksimalist Talepler"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarına yanıt veren Özel, demokrasi, eşitlik ve kardeşlik taleplerinin asla maksimalist talepler olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti. “Demokrasi istemek, eşitlik istemek ne zamandan beri maksimalist talep oldu?” diyen Özel, toplumda birlik ve eşitlik çağrısı yaptı. Toplumsal barışın temel unsurlarından biri olarak eğitimde eşitlik ve gençlerin eşit fırsatlar sunulması gerektiğini vurguladı.
“Devlet Bey kendi söylediklerine kendi yaptıklarına bakmaz. Efendim maksimalist talepler olmasın. Hangisi maksimalist talep? Demokrasi istemek, kardeşlik istemek, eşitlik istemek ne zamandan beri maksimalist talep oldu?”
Özel, Türkiye’nin gerçek beka sorununun dış dünyadan değil, gençlerin hayal kuramamasında olduğunu belirtti. Gençlerin, eğitim, sağlık ve diğer fırsatlar konusunda eşit haklara sahip olması gerektiğini söyleyen Özel, “Gençlerimizin geleceğe güven duyması lazım. Beka sorunu, dünyanın diğer ülkelerinin Türkiye'de hayal kurması değil, Türkiye’deki gençlerin hayal kuramamasıdır” dedi.
“Bu ülkenin gençlerinin birlikte yaşama iradesi var. Kürtüyle Türküyle Laz'ıyla Çerkeziyle, Alevisiyle Sünnisiyle bu ülkenin gençlerinin çağı yakalaması lazım. Teknolojiye erişmesi lazım. En iyi eğitimi alması lazım. Hiçbir çocuğun doğduğunda kapatamayacağı kadar bir farkla öbüründen geride doğmaması lazım.”
Özel’in açıklamaları, İmralı Süreci ve kayyum politikaları gibi önemli konularda hem iktidarın hem de muhalefetin tutumlarını sorgulayan bir eleştiri niteliği taşıdı. CHP'nin tutumu, toplumsal eşitlik ve demokratik reformların ön planda tutulması gerektiğini bir kez daha vurguladı.
“Eğitimle, beslenmeyle, bütün imkânlarıyla bu ülkenin bütün gençlerinin geleceğe güven duyması lazım. Beka sorunu, dünyanın diğer ülkelerinin Türkiye'de hayal kurması değil.”
