Özel, komisyona katılımlarının nitelikli çoğunluk sağlanması koşuluna bağlı olduğunu belirtti. Bunun yanı sıra, komisyonun amacının anayasa yapmak olmadığını vurgulayan Özel, "Anayasaya uymayanla anayasa yapılamaz" ifadelerini kullandı.
Özel, açıklamalarında "Senden ne anayasası menemen yapmam dedim" şeklinde bir örnek vererek, bu süreçteki tavırlarını net bir şekilde ortaya koydu. Bu sözlerle, CHP'nin anayasa konusunda taviz vermediğini ve sürece yalnızca uyumlu bir çerçevede dahil olacağını ifade etti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel:
"Komisyonla ilgili bizim tavrımız ilk günden beri net. Bu işin meclis eliyle yürütülmesi gerektiğini söylüyoruz.
Komisyon ya eşit temsilli oluşmalı. Yani bütün partiler eşit temsil edilmeli. Ne olacak o zaman? Yani birinin dediği olmayacak.
Uzlaşıyla çıkacak kararlar. Eşit temsil değilse o zaman mutlaka nitelikli çoğunlukla karar almalı diyoruz. Komisyonun 5te 3'ü ya da 3te 2'sinin alacağı kararla kanunlar kabul edilmeli. çıkarılması istenen kanunlar meclise tavsiye edilmeli diyoruz.
Şimdi Sayın Meclis Başkanı'nın istediği rakamlardan gördünüz ki eşitlik yok. 21 AK Parti'den 10 CHP'den istiyor. Meclisteki sandalye sayımıza göre nisaba göre yani meclis diliyle.
O zaman nitelikli çoğunluk aranacağının Meclis Başkanı tarafından söylenmesi lazım ki bu komisyonda olalım.
Onun dışında komisyonun rakamları AKP artı MHP istediğini yapıyorsa bize hiç ihtiyaç yoksa böyle bakıyorlarsa ne işimiz var orada?
Ancak nitelikli çoğunlukla karar alınacağı söylendiğinde ve ilk toplantıda bununla ilgili kararlar alındığında o zaman Cumhuriyet Halk Partisi bu komisyonda yer alır.
Yalnız Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu komisyonda yer alması ne Tayyip Erdoğan'ın böyle tuhaf beklentilerine yok işte geçmişteki bilmem nenin kefareti, mefareti böyle sulandırmalar için değil. Türkiye'nin en önemli meselesi terör bitecek.
Oraya giden askerin anasının gözyaşı dinecek. Önce endişesi dinecek. Sıvasız biriket evlere al bayraklı şehit cenazeleri gelmeyecek. T
ürkiye'de analar ağlamayacak. Oraya harcanan para da iktidarımızda teröre harcanmayacak. Yoksullukla mücadeleye harcanacak, kalkınmaya harcanacak. Biz bunun için bir yerde olacaksak oluruz. Ne Tayyip Erdoğan için.
Böyle kamuoyunda şey gibi anlaşılıyor bazı bakıyorum görüyorum. Anayasa tartışmaları. Biz dedik. Hatta açık açık söyledim.
Senden ne anayasası menemen yapmam dedim. Aynı çizgideyiz. Bu komisyon anayasa yapacak bir komisyon değil.
Ona niyetlenen bizi yanında bulamaz. Çünkü anayasaya uymayanla anayasa yapılamaz. Bu komisyon hukuk üretecekse, bu komisyon hakkaniyet üretecekse, demokrasi üretecekse, barış üretecekse bu komisyonun dışında kalınamaz.
Neden kalınamaz? Millet milletin vekilini Kadim Durmaz'ı Tokat'tan, Ali Mahir Başarır'ı Mersin'den meclise git çalış diye yolluyor. E meclis komisyon kurmuş. 10 kişilik sana kontenjan vermiş. Sen 10 kişiyle burada görev yapmalısın diyor. Ben yapmam diyemezsin. CHP'nin olduğu komisyondan değil, olmadığı komisyondan korksun herkes.
Cumhuriyet Cumhuriyet Halk Partisi Cumhuriyeti tartışacak bir yerde olmaz. Cumhuriyetin tartışıldığı bir yerde olmaz. Cumhuriyetin kolonlarına çivi çakılan bakın kolonlarının kesildiği değil. Çivi çakmaya yeltenenin elinden o çekici alır.
O komisyonda olmaz. Ama Cumhuriyet Halk Partisi demokratikleşme olacaksa orada olur.
Bugün Türkiye'nin en büyük sorunu demokratikleşme. Adil yargılanma meselesi. Cezaevlerinde suçsuz duran birçok kişinin tahliyesi söz konusu.
Bir yandan bu süreçle başka tahliyeler gelecek. Onlar bir yandan olsun. Sonra öbür tarafta başkaları siyasi sebeplerle içeride dursun. Böyle bir şey yok arkadaşlar. Böyle bir şey yok. Ne Figen Yüksekdağ durabilir. Ne Selahattin Demirtaş durabilir. Ne Ekrem İmamoğlu durabilir.
Ne Ahmet Özer durabilir. Ne de suçsuz günahsız bürokratlarımız sırf bir suçun parçasıymış gibi durabilir. Bunların konuşulacağı, çözüleceği meselenin ilerleyeceği bir komisyonda oluruz. İlerlemiyor mu? Önce ilerletmeye çalışırız.
Yok geri mi gitmek istiyorlar? Olmayız. Tayyip Erdoğan demokrasiyi bir araç olarak görmüş, işine gelince binmiş, işine gelmeyince inmiş de demokrasiyi rafa kaldırmış, sandığa saldırmış.
Kimse sen demokrasi treninden niye indin demeyecek.
Cumhuriyet Halk Partisi bu komisyona girerse katolik nikahı var sanki yanlış işler konuşacaklar, doğru işler yapmayacaklar o komisyonda.
Bindiğimiz gibi ineriz. Tayyip Erdoğan bu konforu ömrü boyunca kullanacak da Cumhuriyet Halk Partisi şimdiden niye sonuç alabileceği bir komisyonda demokrasiyi zorlamak için hem de nitelikli çoğunlukla karar alınacaksa bulunmayacak?
Niye girdi diye AK Parti ile AK Parti'nin getirdiği birtakım şeylere sadece tasdik memuru noter gibi görev yapacak.
Bu özgüvensizlik niye yani? Cumhuriyet Halk Partisi çatır çatır mücadele ediyor. Mücadelesini sahada, meydanda, sokakta otobüsün üstünde de meclisin kürsüsünde de sürdürmeye devam edecek.
Kimse bizden bu süreçte bu süreçte hatalarından dönmeyen, yanlışlardan geri adım atmayan hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi'nden mış gibi siyaset yapmasını beklemesin.
Memlekette darbe var. Püskürtmeye uğraşıyoruz. Bunu meydanlardaki mücadele devam edecek. Mecliste de milletin göreviyle geldiğimiz mecliste bir zemin var. O zemine gideceğiz.
Mücadelemizi yapacağız. Yok bu zemin size göre değilse o zaman Cumhuriyet Halk Partisi o zeminde olmaz zaten. Kimsenin kaygısı, endişesi olmasın. CHP'nin olmadığı yerde her şey olur.
Olduğu yerde bir şey oluyorsa ya iyi bir şey oluyordur. Yanlış bir şey oluyorsa zaten içinde biz olmayız. Bunu herkes böylelikle görür."