Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Türkiye'nin terör sorununu çözebilmesi ve toplumsal barışa ulaşabilmesi için diyalog çağrısında bulundu. Arınç, bu kapsamda, DEM Parti'nin Abdullah Öcalan ile görüşme talebine destek verdi ve bu görüşmenin gerçekleştirilmesi için gerekli adımların atılması gerektiğini belirtti.
Öcalan ile Görüşme Çağrısı
Bülent Arınç, terör sorununun çözülmesi adına cesur bir adım atılması gerektiğini savunarak, Öcalan ile doğrudan görüşülmesinin önemini vurguladı. “Eğer Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oluşturduğu komisyon, süreci sağlıklı bir şekilde yürütmek istiyorsa, Abdullah Öcalan’ın İmralı’da doğrudan dinlenmesi gerekir” diyen Arınç, bu görüşmenin yapılmaması durumunda ilerleme kaydedilemeyeceğini belirtti.
Arınç, sözlerine devamla, "Sadece dolaylı açıklamalara dayanarak ilerlenemez. Doğrudan konuşmak, dinlemek ve bunun sonucunu şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşmak gerekir" ifadelerini kullandı. Ayrıca, eğer gerekli temsilciler bu görüşmeyi gerçekleştirmeye gönüllü olmazsa, bizzat kendisinin İmralı'ya gidip Öcalan ile görüşmeye hazır olduğunu açıkladı.
Genel Af Önerisi ve Umut Hakkı
Bülent Arınç, açıklamalarında bir diğer önemli konuya da değindi: Genel af. Terör sorununun çözümü için genel af önerisini yineleyen Arınç, adaletin geciktiği yerlerde devletin merhametinin devreye girmesi gerektiğini savundu. “Bu konu, bireylerin affı veya aklanması değil; devletin kendi hukuk düzeni içinde evrensel standartlarla uyumlu hareket etmesi meselesidir. Bu kapsamda, Öcalan da diğer müebbet hapis mahkûmları gibi bu hak kategorisi içinde değerlendirilebilir” diyen Arınç, bu adımın cezaevlerindeki tıkanıklığı ve toplumsal huzursuzluğu giderebileceğini ifade etti.

Arınç şunları dile getirdi:
"Bu ziyaretin milletvekillerinin siyasi partilerden birer temsilci olacak şekilde yapılması mümkündür. Eğer milletvekillerinin bu ziyareti uygun görülmüyorsa, bu durumda toplumun her kesimi tarafından saygı gören, objektifliğiyle tanınan, geçmişte devlet hizmetinde bulunmuş veya akademik itibar sahibi kişiler görevlendirilebilir. Bu insanlar, devlet adamlığı vasfına sahip olmalı, geçmişteki çalışmalarıyla güven kazanmış olmalıdır. Çünkü barışın dili, inandırıcılıkla başlar.
Ve son olarak şunu açıkça söylüyorum:
Risk alınmazsa başarı da gelmez.
Başarı için risk almak gerekir.
Eğer kimse bu konuda gönüllü olmazsa, gerekirse İmralı’ya ben gider, Öcalan’la görüşürüm.
Görüşmenin tüm detaylarını da ister Meclis Komisyonu’yla, ister kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşırım.
Çünkü bu ülke, susarak değil; konuşarak, yüzleşerek, çözerek büyüyecek."