Ümit Besen'den Vasiyet Açıklaması: “Her Şey Hayattayken Paylaşıldı”
Türk müziğinin efsane isimlerinden Ümit Besen, magazin dünyasında son dönemde gündem olan miras tartışmalarına kendi hayatından bir örnekle yanıt verdi. Ferdi Tayfur ve Cüneyt Arkın gibi isimlerin ardından gündeme gelen aile içi vasiyet krizleri kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, Besen bu tartışmaların uzağında, çözüm odaklı bir yaklaşım sergiledi.
“Vasiyete Gerek Kalmadı, Her Şey Zaten Hazır”
Gazete Magazin’e verdiği özel röportajda konuşan Ümit Besen, vasiyet hazırlığı yapmadığını çünkü buna ihtiyaç duymadığını söyledi. Sanatçı, çocukları için tüm maddi düzenlemeleri çok önceden planladığını belirterek, “Benim vasiyetim yok. Çünkü her şey zaten hazır. Herkesin evi, arabası, yazlığı, kışlığı belli. Kavga çıkmaz, çocuklarım birbirine bağlı insanlar,” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamasıyla Besen, ölüm sonrası yaşanabilecek anlaşmazlıkları henüz hayattayken önlemiş olmanın iç huzurunu paylaştı.
“Gerçek Mirasım Bestelerim ve Karakterim”
Ümit Besen’e göre bırakılan en değerli miras, mal varlığı değil; insanın hayatı boyunca biriktirdiği değerler. Sanatçı, “Benim çocuklarım için en kıymetli miras, onların babasının karakteri, sevgisi ve besteleridir,” diyerek maneviyatın maddiyattan önce geldiğini vurguladı.
Bu yaklaşım, yalnızca ailesine değil, sevenlerine ve meslektaşlarına da örnek teşkil ediyor.
Sanat Dünyasında Miras Savaşları: Tayfur ve Arkın Örnekleri
Besen’in bu duruşu, sanat dünyasında son yıllarda gündeme gelen çalkantılı miras süreçlerinden ayrışıyor. Ferdi Tayfur’un 2025 başında vefatının ardından açıklanan vasiyeti, çocukları arasında büyük bir krize yol açmıştı. Tayfur’un bazı aile bireylerini vasiyet dışında bırakması, kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı.
Benzer şekilde, Cüneyt Arkın’ın vefatı sonrası da ailesi arasında miras anlaşmazlıkları gündeme gelmiş; ilk eşinden olan kızı Filiz Cüreklibatır, mirastan dışlandığını iddia ederek dava açmıştı.
Sanatçılara İlham Verecek Bir Yaklaşım
Ümit Besen’in hayattayken sorumluluklarını tamamlaması ve ailesiyle paylaşımı şeffaf biçimde gerçekleştirmesi, sanat camiası için örnek niteliğinde görülüyor. 68 yaşındaki sanatçı, “Değer yaşarken verilmeli” anlayışıyla hareket ettiğini belirterek, vasiyetnameye gerek kalmadan aile içi huzuru sağlamanın mümkün olduğunu gösterdi.
Bu yaklaşım, yalnızca miras konularında değil; hayata, aileye ve topluma dair değer üretmenin de bir yolu olarak öne çıkıyor.
