Devlet Tiyatroları’nda (DT) 32 yıl görev yapan tiyatro sanatçısı Veda Yurtsever, emekliliğini duyurduğu mektupta kurum içindeki liyakatsizlikleri, sınavsız atamaları ve yönetim sorunlarını gündeme taşıdı. Sanatçı, DT Genel Müdürü Tamer Karadağlı’yı eleştirerek, görünürlük ve kişisel prestij odaklı yönetim anlayışına dikkat çekti.
Genel Müdür Karadağlı’ya sert göndermeler
Yurtsever, Karadağlı’nın başrol oynadığı Dracula oyunu üzerinden şu ifadeleri kullandı:
"Bir oyuncu arkadaşım çok güzel bir lâf etti geçenlerde; “Bizim kurumda ne zaman eşofmanların yerini takım elbiseler aldı, o zaman düşüş başladı”.
Maalesef… Çok Genel Müdür gördüm, çoğunun ceketinin önünü iliklemediğine tanığım ama sen kendi makamından çok Bakanlık’ta vakit geçiren ve her defasında ceketlerine bir düğme daha ekleyen yöneticilerimizi de bağrına bastın.
Biliyorum elbette, sen de bizim gibi “Bu geçici bir dönem, bitene kadar idare edelim” dedin ama aramızdaki ilişkiyi nasıl yıpratacağını hiç hesaplamadın. Kendilerini kurumdan daha değerli gören kibir abidelerinin idaresine teslim ettin bizi. İşte o zaman bizi bekleyen sona doğru yol almaya başladık…"

Karadağlı’nın DT’den çok bakanlık koridorlarında vakit geçirdiğini belirten Yurtsever, kurum içindeki liyakatsizliği ve keyfi uygulamaları örneklerle açıkladı.

Sınavsız atamalar ve genç oyunculara eleştiriler
Yurtsever, DT’de bazı gençlerin sınavsız kadroya alındığını ve yeni bilet fiyatlarının bu uygulamayı karşılamadığını ifade etti:
"Hadi buna da susayım ama, bu kurumu babalarının malıymış gibi kendi görünürlükleri için buldukları bazı kılıflarla, Dingo’nun ahırına çevirmelerine ne demeli?..
Neymiş efendim “ortak yapım”! Bu ortak yapım ne hikmetse, sadece Genel Müdür ve Yardımcısının oyunlarına denk geldi! Fazla lâf olmasın diye de Bursa DT’den bir oyun seçildi.
Ama yurt dışına turnelere hep Genel Müdür Yardımcısı’nın oyunları gitti, bu turne programlarını da kendisinin yaptığını söylememe gerek var mı? H
adi Genel Müdür Yardımcısının “Ay ben çok yetenekliyim, İstanbul’da da bilinmiyorum, ödül neyin alırım belki” hırsını anlıyorum.
Karşılığını da buldu zaten yetenekli kız; ama o sınırlı kabiliyetiyle Genel Müdürümüz lise müsameresine benzeyen bir gudubetle kendini göstermeye nasıl cesaret etti?
O oyuna harcanan parayla en az üç oyun çıkarılırdı, biliyorsun."

Bilet zamları ve sınıfsal farklar
"Neyse, son dönem (Yıllardır iyi roller oynayıp nispeten hak eden ‘seçilmiş’ arkadaşlarımı tenzih ediyorum) sınavsız kadroya aldığımız gençler, bu bilet fiyatlarının karşılığını verebilecek kalibrede oyuncular mı? Nasıl olur da bazı özel tiyatrolardan daha pahalı olur biletlerimiz? İçeriden itiraz ettiğimizde de “İki kahve de içmeyiversinler canım” cevabı aldık. Genel Müdürümüz zaten kendini dronlarla çektirip artistik pozlar vermekle, oynadığı oyunun afişlerini her yere astırmakla, devlet erkânını oyununa çağırıp boy boy fotoğraflarını servis etmekle meşgul. Bugüne kadar kendini bu kadar “görünür” kılan ilk Genel Müdür olarak çoktan tarihe geçti zaten. "Benim için işlerin dönülmez bir yola girmesi ise yapılan son “bilet zamları” oldu. Elbette, enflasyonist ortamda bilet fiyatları arttırılmalıydı belki ama salonu kategorilere ayırıp seyirciler arasında “sınıfsal farklar” yaratılması tamamen aslını inkâr etmek demekti. Kişisel kibirlerini anladık da “sınıfsal kibirleri”ni bari evde bırakıp 80 yıldır o salonda eşitlenen seyircimize, ceplerindeki paraya göre değer biçmeselerdi…
Yıllarca bünyelerindeki genç oyuncuları bize karşı kışkırtan özel tiyatrocuları “Siz tiyatroyu değil, tiyatroda kendinizi seviyorsunuz; seyirci pahalı bilet fiyatlarınızla sadece size mahkûm olsunlar istiyorsunuz” deyip püskürtüyorduk. Bir de bizi, “Bir ay tek bir ay çift maaş alıyorsunuz” diye ağızlarına sakız yapmışlardı. Vaktiyle “kaymakam” maaşına denk gelenin, bugün göreve yeni başlayan kaymakamın aldığının yarısı bile olmadığını bilmeleri susmalarına engel değildi. "Bak meselâ, yıllar önce kurumun eski Genel Müdürlerinden Ergin Orbey, bir turnede ekibi iki otele bölmek zorunda kaldı ve kendisi de teknik ekibin kaldığı yerde konakladı. “Üzülmesinler, kalpleri kırılmasın” dedi sorduğumuzda da…
Şimdiki, sanatçıların kaldığı oteli bile beğenmeyip yancısıyla daha lüks otelde yer ayırtmış. Hadi sineye çekeyim, görmezden geleyim peki…
Turnelerde elde edilen mil puanlarıyla kendilerine yurt dışı VIP uçak bileti hediye etmelerine ne demeli peki?
Ama inan, sadece bir günlük turne için otele ödenen parayı öğrendiğimde gözlerim yuvalarından fırladı.
Sayıştay diye bir kurumun varlığından da habersizler şükür. Programsızlık yüzünden masraflar, gelirin çok üstüne çıktı ve elbette daha da göze battı kurum. Biz, malûm Başkanlık değiliz ki, gözü kapalı bütçe ayırsınlar. Otele bir geceliğine verilen parayla, bir oyun çıkardı be! Kontrolsüz ve sürekli değişen, teknik ekibin zerre dinlenemediği turne programları ve olağanın çok dışına çıkan masraflar…
Geçen gün, yıllardır oyun oynamayan bir arkadaşımı yan kuliste görünce şaşırdım. Hayretimi belli edince “Genel Müdür sınıf arkadaşım kızım, git bir asistanlık, yönetmen yardımcılığı yap, seni idare edeyim” dedi. Zaten aşağı yukarı standartlarının neye göre belirlendiğini görüyoruz ama belki kendilerini bu kadar öne çıkarmaya ar ederler diye bekliyoruz nafile bir umutla…
Çünkü kurum, onların kişisel meydanı oldu, utanmadan atlarını koşturuyorlar, ülkede bir süredir ‘utanma’ eski bir kelime sadece zaten. ‘’Lale devri bitti’’ derken amacı, o devri kendisi için başlatmakmış meğer. Sanatçıları kendi malı gibi gören bu zat, onları öğretmenlik yapmaktan bile alıkoyabiliyor kompleksleri yüzünden. Yıllarca dilimizde tüy bitti, genç oyuncuları bölgelere mahkûm ediyorsunuz, kendilerini gösterme fırsatları olmuyor, arada bir rotasyon yapılsın demekten.
Öte yandan, tek oyun yönettiği halde Genel Müdür Yardımcılığının yanına Baş Rejisör ünvanını da yapıştıran arkadaş, bir oyunla kendini göstermeyi yeterli bulmamış olacak ki, diğer Genel Müdür Yardımcısıyla birlikte yeni sezonda İstanbul’da oynayacak bir oyun daha astırmış. Devlet Tiyatrosu’nun bütün imkanları sadece onlar için mi tahsis ediliyor acaba? Dediğim gibi sevgilim, “Kendi Lale Devirleri” için bütün tuşlara basıyorlar"