Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma dosyasına, Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) gelen yeni ek rapor damga vurdu. Halk TV’nin ulaştığı bilgilere göre, Rojin’in vücudunda tespit edilen iki erkek DNA’sının “ölüm sonrasında bulaşmadığı” kesinleşti.
Aylar sonra beklenen kritik rapor geldi
Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine hazırlanan ek ATK raporu, dosyada uzun süredir tartışma konusu olan “DNA bulaşma” ihtimaline son noktayı koydu.
Raporda, Rojin’in otopsi sürecinde ve cenazesinin taşınması sırasında görev alan 134 kişiden DNA örneği alındığı belirtildi. Ancak yapılan incelemede, Rojin’in göğsü ve vajinasında bulunan iki erkek DNA’sının bu kişilerden hiçbirine ait olmadığı tespit edildi.
Bu bulgu, DNA örneklerinin ölüm sonrası temasla bulaşmadığını ortaya koyarak dosyanın seyrini değiştirdi.
Soruşturma artık şüpheliler üzerinden ilerleyecek
Yeni raporla birlikte, soruşturmanın artık şüpheli kişi ya da kişilerle DNA karşılaştırması yönünde ilerlemesi bekleniyor. Hukukçular, Rojin’in cep telefonundaki dijital izlerin dosyanın aydınlatılmasında belirleyici rol oynayacağı görüşünde.
Dokuz ay süren rapor belirsizliği
Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024’te yurttan ayrıldıktan sonra kaybolmuş, 18 gün sonra 15 Ekim 2024’te Van Gölü kıyısında cansız bulunmuştu.
İlk aşamada ölümün “intihar” olduğu öne sürülse de, baba Nizamettin Kabaiş, kızının öldürüldüğünü savunarak adalet mücadelesi başlatmıştı.
- 1 Aralık 2024: ATK, Rojin’in bedeninde iki erkek DNA’sı bulunduğunu açıkladı.
- 11 Aralık 2024: Van Cumhuriyet Başsavcılığı bu bilgiyi doğruladı.
- Ancak DNA’ların hangi bölgelerde bulunduğu açıklanmadı ve aile dokuz ay boyunca ayrıntılı raporu bekledi.
- 25 Eylül 2025: Van ve Diyarbakır Baroları, ATK hakkında “görevi ihmal” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
- 10 Ekim 2025: ATK, DNA’ların Rojin’in göğsü ve vajinasında bulunduğunu resmen bildirdi.