Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın e-imza çetesine yönelik yürüttüğü soruşturma, çetenin geniş çaplı illegal işlemlerini ortaya koydu. Çetenin lideri olarak gösterilen Mıhyeddin Yakışır, uyuşturucu bağımlılığıyla dikkat çekerken, çete üyelerinin ifadeleriyle birlikte olayın boyutları netleşmeye başladı. Yakışır’ın ifadeleri, sahte e-imza üretimi, öğretmen ve müdür yardımcısı atamalarına müdahale gibi çarpıcı detayları içeriyor.
Ziya Kadiroğlu’nun Etkisi ve Uyuşturucu Bağımlılığı
Ziya Kadiroğlu’nun çeteye liderlik ettiği belirtiliyor. Kadiroğlu, Yakışır’ın uyuşturucu kullandığını ve onunla çalışmaya başlamadan önce hakkında arama kararı bulunduğunu ifade etti. Ayrıca, Gökay Celal Gülen’in ifadesinde Yakışır’ın sürekli olarak Kadiroğlu’nun yanında olduğu ve ona her konuda güvenip işlerini yaptırdığına dair açıklamalar yer aldı. Gülen, Yakışır'ın uyuşturucu bağımlılığını ve içki tüketimini de gözler önüne serdi.
“Bir gün benim ofisimdeyken Mıhyeddin tuvalete girdi. Yaklaşık 10 dakika boyunca çıkmayınca Ziya Hoca sinirlendi ve küfür ederek tuvalete koştu. Mıhyeddin’i orada tekme tokat dövdükten sonra ofisten kovdu. Ben de bunun üzerine şaşırdım, ‘Hocam ne oldu, niye dövdünüz adamı?’ dedim. O da bana ‘Bu müptezel ne bulsa içiyor’ dedi. Sonradan anladım ki benim çakmak gazım tuvaletteydi. Muhtemelen çakmak gazını içiyordu.”
Sahte E-imzalar ve Kamu Görevlileri Üzerindeki Etkisi
Yakışır’ın adı, sahte e-imza üretiminde geçiyor. İddianamede, bu e-imzaların kamu görevlilerine ait olduğu, bunlar arasında Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı'ndan bir başkomiserin de olduğu belirtiliyor. Yakışır, bu görevlilerle tanışmadığını belirtti ancak çeteye yardım ettiği iddialarına karşı itiraflar verdi.
ÖSYM ve Eğitim Sistemi Üzerindeki Müdahale
Yakışır’a yöneltilen sorularda, ÖSYM sistemine yapılan müdahaleler de gündeme geldi. Yakışır, Ziya Kadiroğlu ve Gökay Celal Gülen’in, ÖSYM web geçmişi üzerinde puan yükseltmesi yaptığını belirtti. Bu durum, sınav sonuçlarını etkileme amacıyla gerçekleştirilen illegal işlemleri ortaya koyuyor. Ayrıca, bazı öğretmen ve müdür yardımcısı atamalarına dair belgeler de yakalandı.
Mıhyeddin Yakışır'ın itiraflarına göre, cep telefonunda öğretmen ve müdür yardımcısı atama bilgilerine dair PDF dosyaları bulundu. İddianamede, Yakışır’ın bu bilgileri Ziya Kadiroğlu'nun telefonuna indirdiği ve Kadiroğlu'nun sahte e-imza üreterek öğretmen ve müdür yardımcısı yerleştirmelerine müdahale ettiği öne sürüldü. Ancak, bu iddialar savcılık tarafından doğrulanmadı veya herhangi bir değerlendirme yapılmadı.
Sahte Ehliyet ve Akademik Kadro Düzenlemeleri
Çetenin faaliyetleri sadece kamu görevlileriyle sınırlı kalmadı. Yakışır’ın itiraflarına göre, bazı sürücü kurslarıyla iş birliği yapılarak sahte ehliyetler düzenlendi. Bunun yanı sıra, 400 akademisyenin usulsüz bir şekilde akademik kadrolara yerleştirildiği iddiaları da gündeme geldi. Bu atamalarda, Ziya Kadiroğlu’nun teknik destek sağladığı ve sahte e-imza üretme işlemlerini gerçekleştirdiği öne sürülüyor.
DMM’nin Açıklamaları
E-imza çetesiyle ilgili yayılan haberler üzerine, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) açıklama yaptı. DMM, basında yer alan "ÖSYM'nin sistemine girilerek puanların değiştirildiği" yönündeki iddiaları yalanladı ve bu tür spekülasyonların kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu belirtti. Ayrıca, "400 akademisyenin usulsüz şekilde atandığı" iddialarının da gerçek dışı olduğunu vurguladı.
"Bazı basın yayın organlarında yer alan “ÖSYM’nin sistemine girilerek adayların puanlarının değiştirildiği” yönündeki iddialar, kamuoyunu yanıltmaya yönelik açık bir dezenformasyondur.
ÖSYM Başkanlığına ait sistemler, dış erişime açık olmayan, kapalı devre bir altyapıyla çalışmakta; tüm kullanıcı işlemleri anlık olarak izlenmekte ve detaylı şekilde kayıt altına alınmaktadır.
Bu nedenle, ÖSYM’ye ait sınav sonuçları, yerleştirme verileri ve aday puanlarına dışarıdan müdahale edilmesi teknik olarak mümkün değildir.
Kurum tarafından düzenli aralıklarla yürütülen teknik denetim ve güvenlik kontrollerinde de dijital altyapıda herhangi bir veri sızıntısı ya da dış müdahale bulgusuna rastlanmamıştır.
Bilgi teknolojilerine ilişkin tüm süreçlere dair kayıtlar, kurum tarafından eksiksiz ve şeffaf biçimde arşivlenmektedir.
Kamuoyunda güvensizlik oluşturmaya yönelik spekülatif içeriklere itibar edilmemesi, yalnızca resmî açıklamalara itimat edilmesi önem arz etmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
"Bazı basın yayın organları ve sosyal medya mecralarında yer alan “400 akademisyenin usulsüz şekilde atandığı” yönündeki haberler, kamuoyunu yanıltmaya yönelik açık bir dezenformasyondur.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye’de hiçbir akademisyen bulunmamaktadır.
Aynı şekilde, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda görev yapan herhangi bir öğretmen de şüpheliler arasında yer almamaktadır. Sadece bir sürücü kursu eğitmeni ile bir beden eğitimi hocasının adı geçmekte olup, bu kişiler öğretmen statüsünde değildir.
Soruşturma kapsamında 57 sahte üniversite diploması, 4 lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi düzenlendiği tespit edilmiştir. İki kişi dışında, düzenlenen hiçbir diplomanın herhangi bir meslek ifasında kullanıldığına dair bir tespit de bulunmamaktadır.
“400 akademisyenin usulsüz atandığı” yönündeki iddia, dosya şüphelilerinden birinin soyut beyanına dayanmaktadır. Bu ifade dışında herhangi bir somut bilgi, belge veya tespit mevcut değildir.
Türk akademisini ve eğitim camiasını hedef alan bu tür yayınlar, sistematik bir karalama kampanyasının ürünüdür. Nitekim soruşturma da bir dış ihbarla değil, bizzat bir üniversitenin iç denetimi sonucunda adli makamlara yapılan bildirimle başlatılmıştır.
Kamuoyunun manipülasyon amacı taşıyan bu tür içeriklere itibar etmemesi; yalnızca resmi ve doğrulanmış kaynaklardan yapılan açıklamaların dikkate alınması büyük önem taşımaktadır."
KAYNAK: HÜRRİYET