CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) Türkiye’nin 82’inci ili yapma talebine yanıt verdi. Özel, KKTC’nin bağımsız bir Türk devleti olduğunu vurgulayarak, öncelikle Türkiye’nin kendi hukuk ve diplomatik çerçevesinde KKTC’yi tanıması gerektiğini ifade etti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel şu ifadeleri kullandı:
"Bugün akşam pazar günü hem memleketim Manisa'nın ardından bir büyük mücadeleyi hep birlikte verdiğimiz İstanbul örgütümüzün il kongrelerini gerçekleştirdik.
Bugün Anadolu'da son il kongremiz sembolik olarak Kastamonu'yu Anadolu'daki gidemediğimiz bütün il kongreleri için zira iki haftalık bir takvimde bütün il kongrelerimizi bitirmek durumundaydık. Kastamonu İl Kongresine katılacağız. Ve ardından yarın İstanbul'da son mitingimizi, bir yeni mitingimizi gerçekleştirecek. Ardından da yine bir günlük bir yurt dışı teması için yurt dışına gidip geleceğiz.
Hafta sonunda birazdan ilan edeceğim mitingle yeni bir adımı hep birlikte atacağız.
Şu kadarını söyleyeyim. Cumhuriyet Halk Partisi'nin yurt dışı temaslarında birileri rahatsız oluyorlar. Bundan büyük keyif alıyorum. Birileri tedirgin oluyorlar. Bunu ben de görüyorum. Çünkü hem Avrupa hem dünya, Türkiye'nin Recep Tayyip Erdoğan'dan, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarından ibaret olmadığını, Türkiye'nin çağdaş medeniyetleri yakalama, geçme vasiyetini aldığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği yolda Türkiye'yi yürütecek, dünyanın ayrılmaz bir parçası yapacak. Avrupa'nın bir parçası yapacak.
Gençleri için yasaksız Türkiye'yi, vizesiz Avrupa'yı inşa edecek iktidarın yaklaşmakta olduğunu bütün dünya görüyor ve Cumhuriyet Halk Partisi bu yolda ilerliyor. Bu konuda kimsenin şüphesi olmasın. Çekemeyenlerin, karnı ağrıyanların, iktidarlarından önce gidip de Amerika'da başkanlarla görüştüklerini, Avrupa'da başkanlarla görüştüklerini, çok sayıda temaslar yaptıklarını, o temaslardan kendi iktidarlarını Türkiye'ye müjdelediklerini unutmayalım.
Dosta güven versin, olmayana kaygı versin. Bütün dünya Türkiye'nin birden büyük olduğunu ve bir tek adama teslim edilemeyeceğini, Cumhuriyet Halk Partisi'nin demokrasi mücadelesini görüyor. Hafta sonu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı.
Kardeş partimiz Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin lideri, dostumuz, kardeşimiz Tufan Erhürman Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Tufan Erhürman'ı bir kez daha yürekten kutluyoruz. Hayırlı uğurlu olsun.
Kıbrıs'ta kazanan Kıbrıs'ın halkı oldu. Demokrasi oldu. Öyle birtakım manipülasyonlar, laf oyunlarına kimse bakmasın. Oy kullanma oranı %65 oldu. Bu oran bundan önceki iki seçimdeki katılım oranlarının altında değil, üstündedir. Katılım oranları üzerinden bir tartışma yaratmaya çalışanlar seçim sonuçlarına bakarlarsa bugün destekledikleri ya da kaybettiğine üzüldükleri adayın daha düşük katılım oranlarıyla seçildiğini görürler.
Kıbrıs seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi doğru bir yerde durdu ama Cumhur İttifakı biri iki büyük yanlış yaptı, biri de bir yanlış yaptı. Bir tane doğru yapıyor. Cumhur İttifakı'nın iki bileşeni AK Parti ve MHP. Kıbrıs seçimlerinde Kıbrıs'a gittiler.
Kamp kurdular. Otellerde temas noktaları açtılar. Türkiye'den topçular götürdüler, popçular götürdüler, kendileri gittiler. Her türlü şeyi göze aldılar ve Kuzey Kıbrıs'ın seçimlerine müdahil oldular. Bu ikisi de yanlıştı. Ardından seçim akşamı Sayın Erdoğan seçim sonuçlarından dolayı kutlayan ve bundan sonra ilişkilerini seçilmiş Cumhurbaşkanıyla sürdüreceğini gösteren bir açıklama yaptı. Bu olması gerekendir, doğrudur.
Ancak Sayın Bahçeli önce kendisinin o yanlış bilgilendirmeler falan diyorlar işte katılım oranı 48'de kaldı falan. Katılım oranı üzerinden bir meşruiyet tartışması açmaya çalıştı. Bugün de maalesef Kıbrıs'a plaka numarası vermeye efendim 82. vilayetimiz Kıbrıs olsun demeye. Kıbrıs seçimlerini tanımamaya gayret gösteriyor.
Bu fevkalade yanlıştır. Dünyaya Kuzey Kıbrıs'ı tanıyın diyorsanız önce kendiniz tanıyacaksınız. Oranın iradesine saygı duyacaksınız. Kendisini vatansever, herkesi vatan haini. Kendisini ülkenin birliğiyle bütünlüğüne bağlı, herkesi bölücü gören zihniyetin geçmişte Türkiye'de kime ne dediğinin bugün ne noktada durduğunu Türkiye görüyor.
Cumhuriyet Halk Partisi geçmişte de Türkiye'de bölünmez bütünlükten yanaydı, terörün karşısındaydı ama hak ihlallerinin de karşısındaydı. Bugün de aynı çizgisinde devam ediyor. 1974'te Kıbrıs'ta mezalim bitsin diye Barış Harekatı yapılırken ne kadar kararlıysak bugün Kıbrıs halkının kendi kararlarını vermeye, kendi yöneticilerini seçmeye duyduğumuz saygıda da o kadar kararlıyız.
Kimse Kıbrıs'ı Türkiye'nin arka bahçesi olarak görmesin. Ben geçtiğimiz günlerde Adalet ve Kalkınma Partisi'nden tabii önemli makamları, mevkileri ellerinde bulunduruyorlar ama oralara bir kişinin imzasıyla yani bir mücadeleyle mahalleden başlayan seçimlerle, ilçe il kongrelerinden gelmedikleri için partinin genel sekreterlik makamında bulunan kişi Kıbrıs seçimlerinde gördünüz mü diyor?
CHP ne yapıyor? Ne yapıyor CHP? CHP ne baştan karıştı, ne sonunda olmadık bir şey söyledi. Ama Kıbrıs'taki yenilgiyi o kadar taraf olmuş ki orada, kendi mağlubiyeti CHP'nin galibiyeti olarak görüyor. Biz eğer bir galibiyet alacaksak önümüzdeki seçimlerde Türkiye'de alacağız. Bundan herkes emin olsun. Kıbrıs'ta kazanan kardeş partimizdir ve Sayın Erhürman'ın Türkiye Cumhuriyeti'yle ilişkiler konusunda ortaya koyduğu serinkanlı…
İki devlet arasındaki geçmiş geleneklere dayanan doğru dili çok önemli buluyoruz. Ve öyle Kıbrıs'a plaka verirseniz, siz Kıbrıs'ı vilayet görürsünüz. O zaman seçilmiş çok önemli buluyoruz. Ve öyle Kıbrıs'a plaka verirseniz siz Kıbrıs'ı vilayet görürsünüz. O zaman seçilmiş Cumhurbaşkanına vali muamelesi yaparsınız. O zaman da işte o Kıbrıs'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel sekreteri gibi Yavru vatanımız dersiniz. Bir gidin bakalım Kıbrıs sokaklarına.
Yavru vatan deyince ne hissediyorlar? Kardeş vatan, kardeş ülke deyince ne hissediyorlar? Buradan Yavru vatan falan değil. Kimseye babalık, analık taslayacak halimiz yok. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bir devlettir. Bağımsız bir devlettir. İradesiyle güçlü bir devlettir. Türkiye'nin kardeş devletidir. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kardeşi gibi sevdiği bağımsız bir Türk devletidir. Ve şu kadarını söyleyeyim. Kıbrıs seçimlerinden kendimize bir galibiyet değil. Kendi kendilerini mağlup edenler, mahcup olanların kompleksleri bir yana dursun. Kıbrıs seçiminden alınması gereken ders şudur. Vakti gelmiş bir değişimin önünde kimse duramaz. Türkiye'de de kimse duramayacak. İşte koltuklarını demokrasiyle devretmek istemeyenler bu değişimi engellemek için her yolu deniyorlar."