Mansur Yavaş: "Parlamenter Sisteme Dönüp Yargı Bağımsızlığı Sağlanacak"

Mansur Yavaş, Türkiye'nin gergin gündemine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu: “Gücü eline geçiren kötülüğe meylederse bunun sonu gelmez.”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda Türkiye'nin mevcut siyasi atmosferini değerlendirirken, dikkat çeken mesajlar verdi. “Gücü eline geçiren kötülüğe meylederse bunun sonu gelmeyecek” diyen Yavaş, hükümet değişikliğinin yakın olduğunu ve bu sürecin parlamenter sisteme geçişle taçlanması gerektiğini belirtti.

“Rövanş Zamanı Değil, Adaletin Tesisi Şart”

Yavaş, özellikle yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü vurgusu yaparak, “Haksız yere tutuklama yapanlar, yanlış kararlar verenler hesap vermeli. Adil bir sistem kurmak zorundayız” ifadelerini kullandı. Rövanş duygusuna karşı da uyarıda bulunan Başkan, yeni dönemin “intikam değil, hukuk ve adalet dönemi” olacağı mesajını verdi.

- "Siz hukukçusunuz, bu gerginlik nasıl aşılır?"

“Bir hükümet değişimi görülüyor ama bu değişimde hiçbir kapris yapmadan, rövanş hukuku olmayacağını belirterek, Türkiye’de parlamenter sisteme dönüp yargı bağımsızlığının sağlanacağını insanlara anlatmamız ve bunu yapmamız lazım."

- "Rövanşist olmamak neden önemli?”

“Bunun bir sonu gelmesi lazım. Ülkemiz bunu hak etmiyor. Ben birkaç programda gazetecilerle karşılaştığım zaman şunu söyledim: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Arnavutluk kararı var. Orada bazı hâkimlerin kasıtlı kararlar verdikleri zaman yargılanabileceklerine dair bir yol açıldı. Haksız tutuklama yapan, haksız karar verenlerin hesap verecekleri bir sistem kurulabilir. Bunu yapmak zorundayız; başka hiçbir çaremiz yok. Çünkü gücü eline geçiren kötülüğe meylederse bunun sonu gelmeyecek. Çağdaş ülkelerle seviye ancak böyle tamamlanır. İnsanların beğenmediği kanunlar olabilir ama buna uymak zorundasınız.”

- “CHP lideri Özel’e yapılan saldırının, partinin yükselişiyle bağlantısı var mı?”

“Bunun anlık bir tepki olmadığı, bir iki saat öncesinde orada olduğu meydana çıktı. Verdiği ifadede, ‘CHP’den yardım istedim, vermediler’ demesine rağmen 9 defa Şişli Belediyesi’nden yardım aldığı ortaya çıktı. Ve işsiz güçsüz olarak gezen bir insanın hesabından önemli sayılabilecek miktarda para çıktı. Kaç aydır da İstanbul’daymış. Yalan söylediği de bugün ortaya çıktı. Bunun detaylıca araştırılması lazım. Ona göre bir şey söylemek mümkün olur.”

BELEDİYELERİN BAŞARISINI VE UYGULAMALARINI BİR BİR AÇIKLADI

- “Ankara’da çok kapsamlı destekleriniz var, yardımlar ne durumda?”

"72 bin emekliye ulaşıyoruz. Düzenli olarak aylık 1500 lira, artı doğalgaz yardımı, artı ayda 600 lira "birer kilo et parası" adı altında para yatırıyoruz. Türkiye’nin de örnek almasını istediğimiz bir uygulama var: Katkı paylarını ödüyoruz destek alan ailelerin. Emeklilerin birçoğu parasızlıktan ilaç alamıyor. Eczanelerin toplam 300 kadar veresiyesini 3 defa hayırseverlere ödettirdim. Şimdi artık ona da ihtiyaç kalmadı. Çünkü herkes veresiye yazdıramaz; utanır, söyleyemez belki, eczane yazmayabilir. Bu risk de ortadan kalkıyor. Destek alan emekli gidiyor, artık istediği gibi ilaç alıyor, katkı payını biz ödüyoruz. Bu uygulama Türkiye’nin hiçbir yerinde yok. Devletin yetemediği yerde biz devreye giriyoruz. ‘Görevimiz değil’ deyip kayıtsız kalmıyoruz.- En iyi olduğunuz alan tarım ve kırsal kesim galiba?"

12 bin asgari ücretliyle destek oluyoruz, ulaşım ve diğer yardımlardan yararlanıyorlar. Kırsal kalkınma desteklerinde çok iyiyiz. Fidesini ver, tohumunu ver, gübresini ver, mazot parasını ver, sıvı gübreyi kendimiz imal ediyoruz belediyede, onu veriyoruz falan… Üretim teşvik ediyoruz. Çünkü gıda enflasyonu, dünyadaki en fazla olan ülkelerden biriyiz. Bir yandan üretenler zorluk çekiyor, pazarlayamıyor bir yandan pahalılıktan insanlar ürünleri alamıyor. Bunun tek çaresi, destek olup üretmelerini sağlamak. Hiç olmazsa Ankaralıların gıdayı daha ucuza yemesini sağlamak. Bu kapsamda 214 bin aileye tarımsal destek sağlıyoruz.

- "Suyun nasıl ucuzladığına ilişkin geçenlerde bir tespitte bulundunuz…"

“Su, Gökçek döneminde 1.7 dolardı. Daha sonra Mustafa Tuna gelince onu 1 dolara düşürdü. Biz hâlâ 1 doların çok çok altındayız. ASKİ, eskiden pahalı su sattığı için Ankara Büyükşehir’in diğer yatırımlarını finanse ediyordu. Artık bir de kuraklık tehlikesi var. ASKİ bir toplantı yaptı kuraklığa karşı alınacak tedbirlerle ilgili. Onları hayata geçireceğiz. Bu sene idare edebiliriz büyük ihtimalle, öyle görünüyor. Tabii yazın ne kadar sıcak olacağını bilmiyoruz. Ama yağmurun garantisi yok. Seneye de kuraklık yaşasak, çok kötü anlar yaşayacağız. Onun için şimdiden tedbirler alıyoruz.- Metroların tüm parasını ödediniz mi?”

6 milyar civarında metroların borcunu ödedik. Çayyolu, Batıkent, Keçiören ve Keçiören’in uzatmasının hepsinin borcunu ödedik, bitti şu anda. 6 yılda hepsini tahsil ettiler. Şimdi 4 yeni metro için başvuruyoruz: Dikmen Metrosu, Keçiören–Ovacık uzatması, Koru’dan Yaşamkent’e, Yaşamkent’ten Bağlıca’ya, Bağlıca’dan da Eryaman’a gidecek hatların projeleri tamamlandı. Onların, önümüzdeki yılın yatırım programına alınması için yakında hükümete gideceğiz. Ayrıca "Tatlar" dediğimiz arıtma tesisi için de Mehmet Şimşek’e gideceğiz. O da çok önemli bir konu.

- "Yeni metrolar ne zaman biter?"

"Mamak Metrosu’nun temelini önümüzdeki ay atacağız. Finansı hemen hemen hazır. Kredisi bulundu, sadece oraya uygun şekilde vagonlar alınacak. Biz bizim dönemimizde hiç olmazsa kazısının bitip de yapılabilmesini çok isteriz. Yani bu dönemde inşallah orası biter. Ama diğerleri için de hazine tahvili çıkaracağız, Bakanlık izin verirse. İmkân olursa, onların ihalesine de çıkacağız kendi dönemimizde. Çünkü başka kurtuluşu yok Ankara’nın.- Belediyelerin yaptıkları CHP iktidarının gerekliliği için gösterge olur mu?

Her gittiğim yerde, bana söz verilirse ben onu söylüyorum. Hükümetin bu kadar belediyelerin üzerine gelmesinin bir sebebi var. Belediyelerdeki başarı oranı, memnuniyet oranı çok yüksek.

2019 öncesi bizim hakkımızda ‘yardımları kesecek, PKK’lıları sayaç okutacaklar, yardımları kesecek, işten çıkaracak’ diye korkuttular. Bunların hiçbirisi olmadığı gibi, kırsal kalkınma destekleriyle sosyal yardımlar çok daha insancıl yapılmaya başlayınca bunlara inanılmadığı ikinci seçimde verilen oylarla ortaya çıktı.

Seçimlerden önce ‘Biz olmasak maaş ödeyemezsiniz’ diyorlardı. Bunun böyle olmadığı, çok daha halktan yana bir iktidarın geliyor olduğunun müjdesini veriyoruz gittiğimiz yerlerde."

 

İLGİLİ HABERLER