İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Marmara Kapalı Cezaevi’nden kamuoyuna güçlü mesajlar verdi. Cumhuriyet Gazetesi için kaleme aldığı yazıda "Adalet devrimi" ifadesini öne çıkaran İmamoğlu, hem mevcut iktidarı hem de yargı bağımsızlığına yönelik müdahaleleri sert sözlerle eleştirdi.
“Adalet ve Devrimi Vaat Ediyorum”
"Bu memleketi tek adamcılıktan, kula kulluk edenlerden, intikamcı kalpleri olan muhterislerden kurtaracağız" diyen İmamoğlu, yazısında demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne vurgu yaptı. "Bu akıldan kurtulmanın tek yolu bir adalet ve demokrasi devrimidir" ifadeleriyle toplumsal değişim çağrısı yaptı.
2017’deki sistem değişikliğini “milletin başına bela” olarak tanımlayan İmamoğlu, 2019 İstanbul seçimlerinin iptal edilmesini bu rejimin ilk büyük hukuksuzluğu olarak nitelendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm yetkileri elinde topladığına dikkat çekerek, “Bu kez millet, kendi iradesine göz koyan bu anlayışa geçit vermeyecek” dedi.
19 Mart'ta İBB'ye yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan Ekrem İmamoğlu, 23 Mart'ta 15 milyonu aşkın katılımla Cumhurbaşkanı adayı ilan edildiği gün tutuklanmıştı. Bu süreç, siyaset ve kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı.
“Cumhuriyet Mirasına İhanet Ediliyor”
Cumhuriyet devrimlerinin altını çizen İmamoğlu, “Bugünkü iktidar vatandaşlarımızın kaderini iki dudağın arasına sıkıştırarak bu büyük mirasa ihanet ediyor” diyerek mevcut yönetimin anti-demokratik uygulamalarına dikkat çekti.
Ekrem İmamoğlu kaleme aldığı yazıda şu ifadelere yer verdi:
"Nisan ayındayız. Egemenliğin millete ait olduğunun ilan edildiği nisan ayının 105. yılındayız. İmparatorlukların parçalandığı, Osmanlı İmparatorluğu’nun da topraklarının büyük ölçüde daraldığı, elde kalan toprakların da işgal altında olduğu, varoluşsal krizler yaşadığımız günlerin üzerinden bir asırdan fazla geçti. İşte o tarihimizin en zor, en karanlık zamanlarında, yok olmanın eşiğinde, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük komutanlarından, liderlerinden biri bu cennet vatanın üstüne bir güneş gibi doğdu.
38 yaşındaki büyük lider, Erzurum ve Sivas kongreleriyle pekiştirdiği milli birlik bilincini, 23 Nisan 1920’de milletin meclisine dönüştürerek halkın hanedanın tebaası değil egemenliğin sahibi olduğunu ilan ederek büyük bir devrime imza attı. Egemenliğin Türk milletine ait kılındığı bu devrim, millete dayanan bir devletin ve yasalar önünde herkesin eşit olduğu Cumhuriyet devriminin de başlangıcıydı."
'İKTİDAR BU büyük MİRASA İHANET ETMEKTEDİR'
“Ne yazık ki 21. yüzyılın ilk çeyreği biterken aldığımız bu mirasın üzerinden bir asırdan fazla zaman geçtikten sonra; milletin egemenlik hakkını, en büyük güç olan millet iradesini, büyük bedellerle kazandığımız eşit vatandaşlık haklarımızı ayaklar altına alan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bugünkü iktidar milletimizin ve vatandaşlarımızın kaderini iki dudak arasına sıkıştırarak hukukun üstünlüğünü ve yargının bağımsızlığını ortadan kaldırarak baskıcı, antidemokratik uygulamalarıyla bu büyük mirasa ihanet etmektedir.”
'bir dayanışma nesli'
"105 yıl önce gençlere emanet edilen bir devrimden bugün gençleri birbirine düşürmeye çalışan, birbirine kin beslemelerini isteyen ve kendi iktidarı için toplumu bölen, birbirine karşı kutuplaştıran bir iktidara ve onun başındaki tek adama geldik. O kadar ki milletimizin genç evlatları, adil bir ülke, barış içinde huzurlu bir toplum arzusunu anayasal haklarını kullanarak en barışçı şekilde dile getirdikleri için şiddete uğruyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, hapse atılıyor, beraat edecekleri dosyalarda peşinen cezalandırılıyor.
Bugün 18-25 yaşları arasındaki gençler, içinde doğup büyüdükleri bu iktidarın baskıcı, despotik rejimine itiraz etmekte, onun kötülüklerine boyun eğmemekte ve bu iktidarın yönetimine karşı çıkmaktadır. Gençlerimiz vatanseverlik duygularıyla sevgi dolu, önyargısız, Cumhuriyete ve demokrasiye bağlı; hukukun üstünlüğünü, kişisel hak ve özgürlüklerini korumak ve savunmak için ayağa kalkmış, muazzam bir nesil olduğunu göstermiştir. Gençlerimiz bütün fedakârlıklarıyla birleşmiş, kindar nesil yaratma arzusuna sahip muhterislerin planlarını bozmuş, bir dayanışma nesli olduğunu ortaya koymuştur."
"TURBUN BÜYÜĞÜ"
"Tarihte bir seçilmişin başka bir seçilmişe yaptığı görülmemiş biçimde özel operasyon birimleri kurulmuş, onlar adı konmadık olağanüstü yetkiler ve imtiyazlarla donatılmış, yargı tacizi dünya siyaset tarihine geçecek boyutlara ulaşmıştır. Bu sürecin gerçek savcılığını üstlendiklerini de “turbun büyüğü” diyerek ilan etmiş oldular.
Cumhurbaşkanı turbun büyüğü diyerek başta yargı ve yürütme olmak üzere tüm organların, tüm makamların yetkilerini kendinde topladığını da ilan etmiş oldu. Daha önce Ergenekon sürecinde de kendisinin tüm hukuksuz davaların savcısı olduğunu ilan etmiş ve o zaman “Aldatıldık, affedin” diyerek işin içinden sıyrılmıştı. Ancak bu sefer millet ona bu şansı vermeyecek, millet bu kez kendi iradesine göz koyan bu anlayışa geçit vermeyecektir."
'Tek Yol demokrasi devrimi'
"Bu akıldan kurtulmanın tek yolu bir adalet ve demokrasi devrimidir. Okula aç gidip gelen çocuklar için gelirde, vergide adaletsizlikler yaşayan, kaliteli eğitime, eşit sağlık hizmetine ulaşamayanlar için sistemin altında ezilen, dünyadaki akranlarının her geçen gün gerisine düşen gençlerimiz için mülakat mağdurları için ayrımcılığa uğrayan herkes için “adalet devrimi”. Diploması, işi, gücü, tarlası, evi, tapusu, bankadaki parası hatta geçmişi ve geleceği tehdit altında olan hepimiz için bir adalet devrimi vaat ediyorum. Kuracağımız özgürlükçü parlamenter demokrasi tüm vatandaşlarımız için adil, eşit ve güvenilir bir devletin garantisi olacak. Tüm bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunduğu güvenilir ve güçlü bir devlet yapısı, bizi küresel rekabette ileri taşıyacak."
'“şucular bucular” demeyeceğiz'
"Adil bir Türkiye’nin, 86 milyonun yetenekleri ile 21. yüzyılda, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında; ekonomide, bilimde, teknolojide, eğitimde, sağlıkta, üretimde, tarımda, hayatın tüm alanlarında zenginleşeceğine ve kazanan ülkeler arasında yer alacağımıza inancım tamdır. Bu yolculukta dünya tarihinin en demokratik, en büyük katılımlı, en örgütlü, en güçlü seçim hazırlıklarını yapacağımızı taahhüt ediyorum.
Adalet devrimini, özgürlükçü ve demokratik parlamenter sistemi, üreten, zenginleşen, adil paylaşan Türkiye’yi her zaman, her koşulda adalet isteyen milletimizle “şucular bucular” demeden, partizanlıktan uzak bir anlayışla var edeceğiz.
15.5 milyon oyla cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edildiğim, tarihin en katılımcı anlayışı ve yurttaş iradesiyle tabandan başlayan bu yolculuk yepyeni bir geleceğin habercisidir. Tek adamcılıktan, kula kulluk edenlerden, intikamcı kalpleri olan muhterislerden bu memleketi, milletimizi kurtaracağız.
Türkiye dünyaya ilham kaynağı olan yeni bir dönemi hak ediyor. Bu yeni dönemi gençlerin öncülüğünde adalet ve demokrasi talep eden milletimizle getireceğiz."